Demokratik Aile Ortamı

DEMOKRATİK AİLE ORTAMI VE TEMEL İLKELERİ

Anne ve babaların en temel problemlerinden biri ailede,özellikle çocuklarla olan iletişimde, sağlıklı bir ortam oluşturma isteği ve bunun nasıl gerçekleştirileceğidir. Bunun en temel yollarından biri aile ortamında demokratik bir tutum izlemek, aile içindeki her bireyin iradesine saygı duymak ve çocuklarımıza da bu yönde davranmaktan geçer. Peki nedir bu demokratik ilişkiyi sağlayan önemli noktalar?
Bunlar demokratik bir tutumun temel ilkeleridir. Bu temel ilkeler;

1. Birey Olarak Kabul Etmek: Çocukları ve karşıdaki kişiyi de birey olarak kabul etmek, onların haklarını, sorumluluklarını, isteklerini, ihtiyaçlarını, düşüncelerini ve duygularını dikkate almak, onların dünyasını anlamaya çalışmak önemlidir. Onları dinlemek, onları önemsediğimizi göstermek gerekir. Örneğin, haftasonu birlikte bir şeyler yapmayı planlıyorsanız, çocuğun fikrini alıp beraber karar almak, odasına alacağınız bir eşyaya ya da renklerine birlikte karar vermek, çocuğu birey olarak kabul etmeye örnektir. Onların iradesine ve seçimlerine saygı duymak gerekir. Örneğin kırmızı kazağını giymek isteyen çocuğa zorla mavi kazağını giydirmemek gerekir. Bazen çocukların kabul edemeyeceğiniz istekleri de olabilir. Bu gibi durumlarda onları duyduğunuzu, anladığınızı hissettirmek ve yapamayacaksanız bile nedenini anlatmak önemlidir.

2. Yakın İlişki Kurmak ve Uygun Şekilde Konuşmak: Anne ve baba olarak kendinizi, kendi istek ve ihtiyaçlarınızı onlara anlatırken, onları suçlamadan, yargılamadan, küçümsemeden duygunuzu, düşüncenizi, ihtiyacınızı ve nedenlerinizi açıkça ifade etmeniz gerekir. Yakın ilişki kurmak, çocuğunuzla sohbet etmek demektir. Sohbet etmek demekse sadece okulla ya da derslerle ilgili konuşmak demek değildir. Örneğin ona hayallerini sorabilirsiniz, ona çocukken oynadığınız oyunlardan bahsedebilirsiniz, anılarınızı anlatabilirsiniz. Birlikte zaman geçirerek, sadece çocukla ilgilenerek geçirdiğiniz zamanlarda karşılıklı ve yakın bir ilişki kurabilirsiniz.

3. Sınırları ve Kuralları Belirlemek: Çocuklar büyürken sınırlara ihtiyaç duyarlar. Bu sınırlar, ne çok kısıtlayıcı, baskıcı ve keskin olmalıdır ne de çok yumuşak ve belli belirsiz olmalıdır. Yerinde ve yeterince, olması gerektiği gibi olmalıdır. Çocuklar, ne her istedikleri yapılıp sürekli havada uçurulmalıdır ne de sürekli hayır denilerek olması gerektiğinden fazla kırılmalıdır. İhtiyacı olan verilmeli, yeri geldiğinde de hayır denilmelidir. Bu “hayır”lar gerçekle temas edebilmesi ve ilerde yaşayabileceği kırılmalarda yoluna devam edebilmesi için önemlidir. Örneğin sınırsızca harçlık verilen her istediği alınan bir çocuk düşünelim. Bu çocuk yaşantısının ileriki zamanlarında da her istediğinin olacağı inancını taşır ve bunu bir hak olarak görebilir. Ama gerçekler dünyasında bunun böyle olmadığını görmesi ona çok ağır bir kırılma yaşatabilir. Ama istekleri konusunda sınır konulan bir çocuk her istediğinin olamayabileceğinin farkındadır, kendi dışındaki insanların da istekleri olabileceğinin ve ona hayır diyebileceklerinin farkındadır. Bu manada demokratik bir ailede konulacak olan sınırlar, ailemiz için, çocuklarımız için çizdiğimiz çerçeve ve kurallardır. Bu kurallar net, açık, çocuğun konulma nedenlerini bildiği, anne babanın da riayet ettiği, gelişim dönemine ve şartlara göre esnek olan kurallar olmalıdır. Bu kuralların sayısı çok fazla olmamalıdır. Örneğin kısa, net ve açık 5 kural yeterli olabilir. Koyduğumuz kural çocuk için bir mahrumiyet içeriyorsa seçenek sunmamız önemlidir. Örneğin, evde top oynamak isteyen çocuğa neden evde top oynamasını istemediğimizi anlatıp, oynaması uygun olan yerleri ona söyleyebiliriz. Bir başka deyişle, bir kural ve bu kural bir kısıtlama getiriyorsa, bu kısıtlanan davranışı, imkanlar ve güvenlik çerçevesinde, ona başka biçimlerde uygulama fırsatı yaratabilirsiniz. Örneğin, “Evde top oynadığında komşularımız rahatsız oluyor.” dedikten sonra “İstersen birlikte parka gidebiliriz, orada arkadaşlarınla ya da benimle top oynayabilirsin.” gibi seçenekler sunabilirsiniz.

4. Tutarlı Olmak: Kurallar, anne ya da babanın o anki ruh haline göre değişmemeli, çocuk yaptığı davranışın sonucu hakkında fikir sahibi olmalıdır. Ancak bu şekilde neden-sonuç ilişkisini kurarak davranışlarını geliştirebilir. Belirlenmiş kuralları tutarlı olarak uygulamak ve eşler arasında çocuğa karşı davranışlarda tutarlı olmak önemlidir. Örneğin, bir çocuk para isteyeceği zaman babasına, dışarı çıkma izni almak için annesine gidiyorsa, hangisinin neye izin vereceğini çözmüş, kendi çıkarı doğrultusunda bunu değerlendiriyor demektir. 

5. Olumlu ve Yapıcı Düşünmek: Çocuğun ya da karşınızdaki kişinin öncelikle yapamadıklarına, olumsuz davranışlarına değil, yapabildiklerine, olumlu davranışlarına odaklanmak ve bu davranışları fark etmek, ilişkiyi bu yönde başlatmak önemlidir. Çocuğun yaptığı davranışların (olumsuz da olsa) bir nedeni olduğu unutulmamalıdır. Örneğin, 2 yaşından sonra çocukların hareketlerinde değişimler gözlenir. Zıplama, tırmanma gibi hareketleri çokça yapmak isterler. Bunun nedeni çocuğun “yaramaz” olması değil kol ve bacaklarındaki uzun (büyük) kasların hızla gelişmesidir. Bu gelişimin bir gereğidir ve zamanı geldikçe bu gelişim ve değişim devam eder.

Bütün bu anlattıklarımızdan yola çıkarak şunu söylemek yerinde olur; anne ve babalar değişime ve gelişime açık olmalı, çocuklarının iradesine ve varoluşuna saygı göstermeli ve gerçek manada çocuklarının yanında olmalıdırlar. Unutulmamalıdır ki çocuklar sahip oldukları birçok beceriyi, duyguyu, düşünceyi, davranışı ve bunları yaşama şeklini anne-babalarından öğrenmişlerdir.

 

Necdet DÖNMEZ
Uzm. Klinik Psikolog-Psikoterapist

Sizde Yorumunuzu Yazabilirsiniz


Makalelerimiz