Depresyon konusu gündeme geldiğinde bize en çok sorulan soru; “Depresyonun senelerce sürüp geçmediği, bu durumda ne uygulanacağıdır?” Kronik depresyonda ilaç tedavisi yetmez. Bu kişiler kendi kendilerine yardım etmeyi becerememektedirler. ilaç tedavisi ile beyindeki, hayattan zevk almadan sorumlu kimyasallar düzelir. Fakat kişi otomatik düşünce şemalarının etkisi altında basit streslerden tekrar depresyona girer. Böyle kişilere profesyonel yardım, bireysel psikoterapi teknikleridir. Fakat psikoterapiler yol göstericidir. Köprüyü geçmek kişilere kalmaktadır. Psikoterapiye hazırlık olabilecek bazı karamsar ve kötümser senaryolardan nasıl kurtulunabileceğinden söz edelim. Beck, Kognitif terapi denilen depresyonda olumlu düşünceyi sağlama yöntemlerini öğreten terapinin kurucusu oldu. Beck’e göre depresif kişiler geleceğin karanlık olacağını düşünmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Hastalara farklı biçimde düşünmeyi öğretmek, depresyonun tekrar riskim önlemektedir. Yolda gidiyorsunuz, kaleminizi düşürdünüz. Kötümsersiniz “Ne aptal adamım, bir kaleme sahip olamıyorum” dersiniz. Iyimserseniz “Daha dikkatli olmalıyım” dersiniz. Bazı Yanlış Düşünce Kalıpları: “İyi olaylar geçicidir, kötü olaylar kalıcıdır.” İyi şeylerin şans ve rastlantı eseri olduğunu düşünen bu düşünce kalıbında, kişi her olayı felakete dönüştürmeyi başarır. Felaket tellalı olarak da tanınan bu kişiler, pencereden baksalar çamur ve çöpleri görürler. “İyi olaylar kalıcıdır, kötü olaylar geçicidir.” Olması gereken düşünce kalıbı ile düşünen insan, pencereden baktığında çamur ve çöpleri değil ağaç ve kuşları görecektir. Olumsuz düşünen bir babaya, kızı “babacığım” dese, “ne menfaatin var?” diyecektir. Böyle bir babayı model alan çocuklar içerisinde güzel çiçekler yetişmeyecektir. Hafızası zayıflamış bazı insanlar bilirim, hep kötüyü hatırlarlar, iyiyi unuturlar. İnsan rüyasında olumsuz, karamsar, kötümser senaryolarla uğraşıyorsa; düşünme kalıplarında negativizm baskın demektir. Kötümserlik, karamsarlık, ümitsizlik gibi duygu ve düşünceler refleks haline gelerek bireyleri iyi şeylere karşı körleştirebilir. Karamsarlığın ilacı olumsuz düşünce kalıplarımızı bulup sorgulamaktır. Kognitif terapi seansları esnasında olumsuz düşünceleri not almasını insanlardan isteriz ve onlan beraber sorgularız. Zihinsel sapmalar ile yüzleşen kişiler, iyimser yaşam felsefesini benimseyebilir. Genelleme Yapmak: – “Bana kimse değer vermiyor.” – “Sınavlarda hep kafam karışıyor.” – “Ben beceriksiz biriyim.” gibi düşünce kalıplarında insanlar mantıksal yanılgı içindedirler. Küçük bir başarısızlığı bütün zamanlara yayarlar. Bir öğretmenin hatasında okuldaki bütün öğretmenleri suçlarlar. Kolayca özgüvenlerini kaybederler. Yahut herkesi suçlu ve kötü olarak düşünürler. Şartları sorgulama refleksini kazandırmak genelleme alışkanlığını düzeltir. Kişiselleştirme: Bir insan hata yaptığında onun hatalı sıfatını değil kişiliğini suçlama eğilimi bir örnektir. Yahut çocuğunuz iyi bir şey yaptığında onun çaba ve becerisini değil kişiliğini övüyorsanız, bu faydasız hatta zararlı bir yoldur. Çocuğunuzda bencil, narsist eğilimleri besler. Bir hata karşısında kendi hatalı özelliğinizi değil kişiliğinizi eleştirirseniz, “Ben adam olmam” derseniz, benlik saygınız ve özgüveniniz gider. Fakat sadece hatanızı görürseniz kişiliğiniz gelişir. Tamcılık: Hayat iyi ile kötünün, zor ile kolayın bir karışımıdır. Her şeyin tam, iyi, mükemmel olmasını beklemek yanlış bir otomatik düşüncedir. Dörtdörtlük meraklısı insanlar beklenti düzeylerini yüksek tutarlar. Başaramazlarsa felaket duygusu yaşarlar. Halbuki herkesin hata yapma hakkı vardır. Mükemmeliyetçilik, ayrıntıcılık otomatik düşüncesine sahip insanlar bu zihinsel şartlanmalarını sorgulamayı başarırlarsa daha mutlu olacaklardır. Her şeyi dert etmek bu insanların en büyük özelliğidir. Sorumluluk duygusu bu insanların diğer özelliğidir. Taşıyamayacak yükleri yüklenirler, duygularını bastırırlar, daha sonra neden depresyona girdiklerini anlayamazlar. Korktuğunuz Başınıza Gelir mi? : Bir şeyden devamlı korkan insan, korktuğu şeyin şartlarının oluşmasına farkına varmadan hizmet eder. Bilinç altı onu o konuya doğru iter. Kararlar verirken korktuğu şeylerle anlam bağı olan kararlar verir. Sonuçta korktuğu şeyle karşılaşır. Korkuları güvene dönüştürmek mümkündür. Korkuları güvene dönüştüren cihaz sevgidir. Sevgi kapasitenizi geliştirirse-niz, korktuğunuz şeyin hakkındaki düşüncelerinizi sorgularsa-nız, çok şeyin değiştiğini göreceksiniz. Sevgi dolu bakışla, tebessüm ve tatlı sözlerle, korkular uçup gitmektedir. Uzun ve Güzel Yaşamak İçin Beş Şart: 1- Sakin bir insan olun. 2- Manevi yaşama önem verin. 3- Üzülme alışkanlığınızı değiştirin. 4- Her şeyin iyi yönüne bakın. 5- Güler yüzlü olun. UZMAN KLİNİK PSİKOLOG MEHMET ARAS