Sessiz Çığlık

 

Hangi yaşta olursanız olun çektiğiniz acının, sıkıntının ve içsel yaşantının dile gelmediği, söze ve davranışa dökülmediği anlarınız ve anılarınız olabilir. “Kimseden yardım istemiyorum” diyerek, içinizde saklı tuttuklarınızı yaşamayı tercih ederek bir secim yaparsınız. Bu secimi; içsel hayatınızı dile getirmedeki zorluklarla, anlaşılmama duygusuyla, korkularınızla, deneyimlerinizle yaparsınız.

Seans odasına gelen danışanımın; nerden başlayacağım? Nasıl anlatacağım? Anlatmak çok zor, deyişlerini bilirim. Gerçekten onun için anlatmanın ne kadar da zor olduğunu fark ederim. İnsanın içini anlatması aldığı bir eşyayı, elbiseyi vs. tarifine benzemez. Bazen çektiği acının nerden kaynaklandığını bile tarif edemez. Bu seçimle içindeki çığlığı sessizleştirir. Dilsiz kalan bu çığlık hayatın coşkuyla yaşanmasının mikrobudur. Hâlbuki Freud’un da dediği gibi bir insanın tüm gerçekliği parmaklarından fışkırır. İçinde tuttukları çığlığı sadece kendilerinin yaşadığını ve tek olduklarını sanmaya devam edeceklerdir. Oysaki vücudunuzdan mikrobu bile en basit haliyle hapşırarak atabilirsiniz. Söze dökülen içsel dünya, duygunuzu, düşüncenizi ve kurguladığınız eylemleri hafifletir. Nerden başlayacağınızı bilmediğiniz her şey güvenli ellerde ifade edilebilir. Cesaret, söze dökülmeyen acının,  motivasyon kaynağıdır. İçsel dünyasını anlatmak için gelen herkesi bu nedenle cesur ve güçlü buluyorum.

Hangi yaşta olursak olalım anlaşılmama duygusu, içsel dünyamızı içimizde tutar. Anlaşılmama duygusu deneyimsel olarak bir öteki kişinden aldığımız bilgidir. Bu bilgiyi, kişiyi dinler gibi yapıp farklı yorumlar yapan, şimdi değil sonra anlatırsın diyen ve kendi bakışı ile olayları yorumlayanlardan öğreniriz. Hepimizin özneli o kadar farklıdır ki bu öznellik içinde bir ötekini farklı algılarız. İçimizdeki sessiz çığlık küçük yaşlarda oyunlarda, davranışlarda dillenirken bu yaşta bunu göremeyen ve farklı değerlendirilen durumlar küçük yaşlarda anlaşılmayacak duygusunu insana yaşatır. Genç yaşlarda kimlik arayışındaki insanın, anlaşılmamak duygusu en güçlü duygudur. Bu dönemde tüm aile ve yakınlardan kendini uzaklaştırır. Eğer şanslıysa kendini anlayan bir akran grubu bulur. Bu sebeple arkadaş hep ön plandadır. Bazen deneyime bağlı olmadan içsel olarak hissettiğimiz bir duygudur. İçsel olarak ruhunuzda bu tasarımı oluşturur ve yaptığınız her eylemde bunu doğrulamaya çalışırsınız. Sonuç olarak da “kimse beni anlamıyor” diyerek kimseden yardım almayarak içsel dünyamızda sessizleşir.  Bu duygu hayatımızın her döneminde paylaşmayı, iyileşmeyi, gelişimi engelleyen bir durum olarak kendini gösterir.

İçimizdeki duyguyu, düşünceyi paylaşmak bizi çok korkutur. İçsel dünyamızı bir öteki kişi ile paylaştığımızda nasıl karşılanacağımız, değerlendirileceğimiz ve davranılacağı bizi korkutur. Aşağılanmaktan, kırılmak ve incinmekten, yanlış anlaşılmaktan çok korkarız. Bu korkularımız içimizdekini tüm doğallığı ve coşkuyla yaşamamızı engeller. Bu korkularla sahte bir gerçeklik içinde hayatımızı yaşamaya devam ederiz.

Yaşadığınız deneyimler geçmişe aittir ya da an’da olduğunuzda yeni deneyimler kazanırsınız. Deneyim, geçmişe ait olarak baktığımız da bu bilgi eğer size içsel dünyanızı paylaşmak konusunda engelleyici ise içinizde sessiz bir çığlık olarak kalacaktır. Hâlbuki deneyiminiz ne olursa olsun işlevsel değilse devam ettirmek önünüzdeki en büyük engeldir. Küçükken korktuğunuzda masanın altına saklanıp korkunuzu gidermeye çalıştığınızı düşünün. Ama bu davranışı hayatınızın her evresinde korktuğunuzda masanın altına girerek yapamazsınız. Korkunuzla başa çıkmak için başka yollar bulmanız gerekir. Deneyiminiz içinizdekini anlatmada engeliniz olmamalıdır.

Psikodramanın kurucusu J. Moreno’nun da söylediği gibi bir düşüncenin verdiği acı anlatıldığında, dile ve eyleme döküldüğünde öncekinin etkisini azaltır. Bir kez daha paylaşıldığında bir öncekinin etkisini azaltır. Bir kez daha paylaşıldığında daha öncekinin etkisini azaltır.

Her ne yaşıyorsanız içinizde kalmaması, cesaretle ve güvenli ellerde paylaşılması dileğiyle….

 

Elif BAYBUĞA

Uzm. Psikolog- Psikoterapist

Psikodramatist 

Sizde Yorumunuzu Yazabilirsiniz


Sessiz Çığlık

Makalelerimiz